
Tomar tomar ekranlar, pantolonun arka
cebine sığan "devasa" bilgisayarlar, her hafta modaya göre renk ve desen değiştiren perdeler, askerlere
görünmezlik sağlayan kamuflajlar. Esnek ekranlar, geleceğimizi ve yaşama alışkanlıklarımızı
değiştirecekler. Peki, siz bu değişime hazır mısınız?
Mutlu bir rüyadayız: Bir süredir dergiye gitmeden dergi hazırlıyoruz! Herkesin yüzü gülüyor.
Kâğıt kadar ince ekranları yatağımıza çarşaf gibi sermişiz, makalelerimizi gözden
geçiriyoruz. Birimiz ekranını harita yapmış, röportaja gideceği adresi arıyor, diğeri de
bir tomar monitörü cebine atmış kapıdan çıkıyor. Aramıza yeni katılan arkadaş ise
İkitelli?nin nerede olduğunu daha bilmiyor! Onu bir ara büroya götürmek lazım, ama açıkçası kimsenin
gözü kesmiyor...
Rüya gibi değil mi? Ne yazık ki, bu elbise gibi katlanabilen "esnek ekranlar rüyası",
her yıl milyonlarca bilgisayarı müşterilerine satan ve her biri bir dünya devi olan devasa firmaların
en büyük kâbusu. Neden mi? Bilgisayar meraklılarının diline pelesenk olmuş Moore yasası, veri depolama
kapasitesinin, her 18 ayda iki katına çıkacağını söylüyor da ondan! Bu da, fazla değil, sadece
iki yıl sonra tablet PC'lerin ortalama 256 GB'lık depolama kapasitesine ulaşması demek. Bir başka
deyişle, 55 DVD dolusu film... Biraz daha açalım. Bilgisayar üreticilerinin tatlı rüyası da tam burada
kâbusa dönüşüyor: İşlev itibarıyla en fazla 1,5-2 kilo gelmesi gereken tablet PC'lerin ekranlarını
daha fazla büyütemiyoruz! ADSL ve kablonet gibi yüksek hızlı İnternet bağlantılarının da
yaygınlaşmasıyla, bilgisayar kullanıcıları, gelecekte bilgisayarlarında yapmayı en
çok istedikleri işi, yani keyifle DVD izlemeyi gerçekleştiremeyecekler! Bu durum, önümüzdeki 5-6 yıl içinde
bilgisayar, 9-10 yıl sonra ise cep telefonu üreticilerinin göğüs germek zorunda olacakları en büyük krize yol
açacak.
|